top of page
Yazarın fotoğrafıŞarkılara Mektuplar

Şimdi, burada ve daima


Bir serçe ne kadar kalır dalda,

Uçuş vaktini kim bilir?

Belirsizliğiyle güzel,

Geçiciliğiyle muhteşem yaşam,

Sana minnet, kabulümüzdedir.


Sevgili Banu merhaba,

Umarım iyisindir. Mektuplarınızı bekliyorum diye yazmışsın ya, benim de dilimden yukarıdaki dizeler döküldü. Bu günlerin belirsizliğiyle baş edebilmenin, bakış açımızı değiştirmekle mümkün olabileceğini düşünenlerdenim. Düşünenlerdenim de ne kadar başarıyorum orasını sorma.

Dizeler, bir edebi özelliği olmaksızın aklıma gelenlerdi, o nedenle sarkı sözü niteliği taşımıyorlar tabii ki... Insanın hissiyatını şairane ifade etmesi ise zor. Bana düşündürdüklerini yazabilirim belki buradan.

Ruhumuzun bedenlenmeyi kabul ederek geldiği yersel alemde neredeyse hiç bir şey önceden belirlenebilir ve kontrol edilebilir değilken, bizler bu gerçeğin tam da ortasına (ve belki de bu gerçeği önceden kabul edip sonra unutarak) doğmuş iken yine de en rahatsız olduğumuz kavramlardan biri belirsizlik. Kendi içinde ne kadar da gülünesi bir hal aslında. Bu halimiz belki de en büyük sınavlarımızdan birinin zeminini oluşturuyor. Şu anın sihrini, şimdinin içindeki farklı alternatiflerde yatan bereketi görmemizin önüne geçiyor.

Pandemi gerçeği, bu insanlık hallerimizle tekrar tanışmamıza vesile oldu diye düşünüyorum ve umarım yüzleşmemize, yol almamıza da vesile olur. Bu anlamda benim içimden de bir başka Meltem çıktı; kaygı seviyesi yükselmiş, sevdiklerini kendince koruma refleksi ile gurk tavuklar gibi komik hallere düşen bir Meltem. Giderek kendinden yorulan ve etrafını da yoran bir insancık. Tam da bu noktada kendime bakmaya, kendimi bu halimle görmeye adım attım sanki. Hayatı kontrol edemeyeceğim gerçeği koskocaman karşimda duruyordu, hani bildiğimi sandığım şey.

Bu düşuncelerle gelen minik farkındalıkları yine kendime hatırlatmak için günlük cümlecikler yazdım. Beni kısıtlayan endişelerimden arındığıma dair, şimdi, burada ve daima. Hamurumuzda her biri var ve bize her daim eşlik edecekler ancak eşlikci olmaları başka, eksilten olmaları başka. Olumsuz duyguları inkâr etmeden, önce onların varlığını görüp sonra kabul içinde serbest bırakabilmeyi deneyimleme süreci başladı içimde. (Dizeler gibi cumleler de uzun değil mi:) Yaşamın geçiciliği, bir o kadar keyifle yaşanmasının gereğini hatırlatıyor bize. Her anın içinde bir sürpriz barındırdığını fark ettigimizde de belirsizliğe bir başka anlam yükleyebiliyoruz. Bize kötü hissettiren şey aynı zamanda başka güzel kapılar da acabiliyor. Aynı olgunun birbirinin zıddı iki kavramı barındırması da cok heyecan verici değil mi? Bu sihrin içinde insan, belirsizliğin güzelliğini ve geçiciliğin muhteşemliğini de bulabiliyor. Bu günkü ben, yaşadığım tüm iyi, kötü, şanssız, kahredici, mutluluk veren vs. diye nitelendirebilecegim seylerle şekillendiysem "hepsinin varlığına şükran" diyorum.


Tam da bu nedenle hayatı her şeyiyle kabul ettiğimizde hissettiğimiz en büyük duygu minnet duygusu oluyor. Yukarıdaki dizelerin altında yatan duygu ve düşunceler bunlardı…


Banu'cuğum mektuplar akla gelen gönülden akan hali ile kalemden dökülürdü eskiden. Bunu da öyle kabul et lütfen☺


Sevgiyle,

Meltem Altınkaya

347 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 comentario


duyguycr
27 nov 2020

Öyle güzel yazmışsın ki tek bir soru bütün aradığımız cevaplarin karşılığı "Uçuş vaktini kim bilir?" yüreğine ve kalemine sağlık

Me gusta
bottom of page